Film Rewiev 📽️ / Madaari 2016 (Recommendation) // Film İncelemesi 📽️ / Kuklacı 2016 (Öneri)

in #cent2 years ago

EN
Have you ever thought about what a grieving father can do, how far he can push his limits?
After watching this film, MADAARI is a film where you will say that if only all parents were like this, maybe we would change a lot of things.

There is one aspect of governments that we always want to challenge. There are times when we want to feel that we are not slaves, that we are not changing but changing. We are going through such a time that we have anger exploding inside us... the feeling of being trapped under the rubble... and this helpless order that we believe that no pain can change. But even a child can realise the helplessness of what we're going through before years pass. We should think about why our young people are rebellious. And why we are silent despite all this pain.
We are silent because there is a deep fear in us. Because we have so much to lose.

Do you have 2 hours to spare to watch the courage of a father who has nothing to lose and the courage of a father who has millions of things to lose?

Actually, I can make a criticism. I expected a film like this to be more exciting because if it took place in real life, it could have been pregnant with scenarios that we would watch with our hearts in our mouths. But for a long part of the film, you watch a conversation between a father and someone else's child that turns the communication between them into Stockholm. This is also nice, but it is a bit plain for those who want action. However, we can see the scenes that we really wish to see in the last half hour. But even that can be considered romantic. I don't know if we would have liked it more if it was a thriller, but thanks to the fact that we have always been suspicious of such an injustice, we have become a mass that everyone knows how to deceive with the same words for years without shame and without blaming themselves. It is one of the realities that we know and watch that we are forced to be silenced even in our most angry moments and that our righteous screams are covered with unfair tapes. These do not give pleasure in life so that they can give pleasure in films. I would like to see the changes that are not in the real world at least in the film.

You can watch the trailer of the film here. I would also like to point out that I took the image I used in my post from the trailer.


TR

Acılı bir babanın neler yapabileceğini, sınırlarını ne kadar zorlayabileceğini hiç düşündünüz mü?
Bu filmi izledikten sonra keşke tüm anne babalar böyle olsa belki de çok şeyi değiştirirdik diyeceğiniz bir film MADAARİ.

Hep kafa tutmak istediğimiz bir yönü vardır yönetimlerin. Köle olmadığımızı, değişen değil değiştiren olduğumuzu hissetmek istediğimiz zamanlar. Öyle bir zamandan geçiyoruz ki içimizde patlayan öfkeler.. enkaz altında kalmışlık hissi.. ve hiçbir acının değiştiremeyeceğine inandığımız bu çaresiz düzen var. Oysa yaşadıklarımızın acziyetini, bir çocuk bile yıllar geçmeden fark edebiliyor. Neden gençlerimiz isyankar bir düşünmek lazım. Ve bizler bunca acıya rağmen neden suskunuz.
Suskunuz çünkü içimizde derin bir korku var. Çünkü kaybedeceğimiz çok şey var.

Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir babanın cesareti ile kaybedecek milyonlarca şeyi olan bir babanın karşılaşmasını izlemek için ayıracak 2 saatiniz var mı?

Aslında bir eleştiri yapabilirim. Böyle bir filmin daha atraksiyonlu olmasını beklerdim çünkü gerçek hayatta cereyan etse çok daha kalbi ağzında atarak izleyeceğimiz senaryolara gebe olabilirdi. Ama filmin uzunca bir bölümü bir baba ve bir başkasının çocuğu arasındaki iletişimi Stockholm'e dönüştüren muhabbetini izliyorsunuz. Bu da güzel ama hareket isteyenler için biraz sade kalıyor. Fakat gerçekten olmasını dileyeceğimiz sahneleri son yarım saat içinde görebiliyoruz. Fakat o bile romantik sayılabilir. Gerilimli olsa daha çok sever miydik bilmiyorum. Ama böylesi bir adaletsizliğe her daim suspus kalışımız sayesinde herkesin el birliğiyle hiç utanmadan ve kendini suçlamadan yıllarca aynı sözlerle kandırmayı bildiği ya da ezberlettiği bir kitle olduk. En öfkeli anlarımızda bile susturulmaya mecbur bırakıldığımızı hissederek haklı çığlıklarımızın haksız bantlarla ağzımızı kapattığını da Senaryo bilip izlediğimiz yaşadığımız gerçeklerden biri. Bunlar hayatta keyif vermiyor ki filmlerde keyif versin. Ben gerçek dünyada olmayan değişimleri en azından filmde görmeyi isterdim.

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz. Ayrıca paylaşımımda kullandığım görüntüyü fragmandan aldığımı belirtmek isterim.