EN
Earthquake, which has been in effect for days, has disturbed all of our settings. No matter how boring our routines are, we cannot return to our old boring life. Although we were not physically and materially affected, we said goodbye silently to the possibility of being the old us after 6 February. We hide shock in our dreams and guilt in our feelings.
We have become crying even for those who write a single sentence of emotion about their family trapped under the rubble. Our heartbeats no longer return to their old rhythm when we see any of the news of the wreckage next to us, despite the fact that we remain emotionless against all the horror-filled tense films. So what did we do with this feeling. We waited to freeze in the cold by looking at an empty spot on the balcony. We left the house and wanted to stay in the cold. Sometimes we resisted not to eat, sometimes we were not full at all. We had difficulty taking a bath. We couldn't get off Twitter. We cried in secret. We prepared an earthquake bag, one more in case it wasn't enough. We made our own plans. Where would we go if such a thing happened to us? Our legs are moving, our soul is moving, as if they are ripping something out of us.
But we can't even describe what it is. Sometimes we believed in the games played by our minds, saying 'no, nothing like this has happened, it is not so bad. Sometimes we discussed how I can live in this world and where I can escape. Sometimes we got angry with those who undermined the aid. We survived 2 weeks with our anger and fear and freezing. I should explain my best experience in this process. In difficult times, good times are forgotten or their effects are not remembered. Here we felt compelled to remember those good times.
My wife and I came side by side and did a nice psychoeducation for each other. Psychoeducation starts with realising one's own feelings and thoughts in the moment and making sincere explanations to oneself about why one feels or thinks this way. It continues with remembering their routines, favourite songs, people and places they trust. In this process, we cried and laughed. Such things are difficult for Turkish people. Because we always hide our pain. We bury them and react to them in a completely different place in an irrelevant way. Psychoeducation prevents this. Psychoeducation is a kind of courage to express their pain easily. In this process, we asked some questions and answered them. I will write these questions here so that you can benefit as a family or individually.
- What are your routines
- What are the activities you enjoy
- Where is the safest place for us( possible safe places)
- Which song makes you feel good
- Areas that you have done before and feel peaceful and skilful
- Who will worry about you in case of emergency and how can I reach you
- What is good for you to do when you are sad
- Make realistic sentences that make you feel good.
These questions and answers may not save your life, but without emotional release it is not possible to get rid of traumatic reactions.
TR
Günlerdir etkisini sürdüren Deprem hepimizin ayarlarını bozdu. Rutinlerimiz ne kadar sıkıcı da olsa eski sıkıcı hayatımıza bir türlü dönemiyoruz. Bedensel ve madden etkilenmediğimiz halde 6 şubattan sonra eski biz olma ihtimaline sessiz sedasız veda ettik. Düşlerimizde sarsıntı, duygularımızda suçluluk saklıyoruz.
Enkaz altında kalan ailesiyle ilgili tek bir duygu cümlesi yazanlara bile oturup ağlar hale geldik. Onca korku dolu gerilimli filmlere karşı duygusuz kalışımıza nazaran yanımızda gerçekleşen enkaz haberlerinden herhangi birini gördüğümüzde kalp atışlarımız artık eski ritmine dönmüyor. Peki biz bu duyguyla neler yaptık. Balkonda boş boş bir noktaya bakarak soğukta donmayı bekledik. Evden çıktık soğukta kalmak istedik. Kimi zaman yememek için direndik kimi zaman hiç doymadık. Banyo yapmakta zorlandık. Twitter'dan çıkamadık. Gizli gizli ağladık. Ağlaya ağlaya Deprem çantası hazırladık. Bu yetmez diye bir tane daha. Kendimizce planlar yaptık. Nereye gideriz böyle bir şey başımıza gelse diye. Yardımlarımızı yaptık eve sığamadık. Bacaklarımız hareketli ruhumuz kıpır kıpır.. sanki söküyorlar içimizden bir şeyler.
Ama ne olduğunu tarif bile edemiyoruz. Kimi zaman 'hayır böyle bir şey olmamıştır bu kadar kötü değildir diyerek zihnimizin oynadığı oyunlara inandık. Kimi zaman ben bu dünyada nasıl yaşarım nereye kaçabilirim'i tartıştık. Kimi zaman yardımları baltalayanlara sinirlendik. Öfkemizle korkumuzla donup kalmalarımızla 2 haftayı atlattık. Şu süreçte bize en iyi gelen deneyimimi açıklamalıyım. Zor zamanlarda güzel zamanlar unutulur veya etkileri hatırlanmaz ya. İşte biz tam da o güzel zamanları hatırlamaya mecbur hissettik kendimizi.
*Eşimle yan yana geldik ve birbirimize güzel bir psikoegitim yaptık. Psikoegitim kişinin kendi duygu ve düşüncelerini anda fark etmesi bunu neden böyle hissettiği veya düşündüğüyle ilgili kendine samimi açıklamalar yapmasıyla başlar. Rutinlerini, sevdiği şarkıları , güvendiği insanları ve mekanları hatırlaması ile devam eder. Bu süreçte kah ağladık kah güldük. Bu tür şeyler Türk insanı için zordur. Çünkü bizler hep acılarımızı saklarız. Gömeriz onları ve bambaşka bir yerde alakasız bir şekilde alınma tepkileri veririz. Psikoegitim bunu engeller. Acısını rahatlıkla ifade edebilme cesaretidir bir nevi psikoegitim. Bu süreçte bazı sorular sorduk ve bunları cevapladık. Ailecek ya da bireysel olarak faydalanabilmeniz için bu soruları buraya yazacağım.
- Rutinleriniz neler
- Keyif aldığın etkinlikler ne
- Bizim için en güvenli yer neresi( olası güvenli yerler)
- Hangi şarkı sana iyi hissettiriyor
- Daha önce yapıp kendini huzurlu ve yetenekli hissettiğin alanlar
- Acil durumlarda seni kim merak eder nasıl ulaşırım
- Uzgünken ne yapmak sana iyi gelir
- Sana iyi hissettiren gerçekci cümleler kur.*
Bu sorular ve cevapları hayat kurtarmayabilir ama duygusal boşalma gerçekleşmediğinde travmatik tepkilerden kurtulmak pek mümkün olmuyor.