Merhabalar herkese. Geçtiğimiz günlerde yine eğlenceli bir etkinlik yaparak büyüdükçe sevmeye ve değer vermeye başladığımız şeyleri konuştuk. Harika bir etkinlik oldu, katılan, emek veren ve katkıda bulunan herkese teşekkür ederiz. Yeni etkinliğimize hepiniz davetlisiniz. 🌻🌼🏵️
Bu güzel fotoğraf için @baycan arkadaşımıza teşekkür ederiz.
Sudefteri Arkadaşımızın Sorusu
@sudefteri
Küçükken sevmeyip büyüdükçe sevmeye başladığınız şeyler var mı? (Yiyecek/içecek, kıyafet, eşya/obje, davranış vb)
Ve İşte Cevaplarımız
mehmetfix
Küçükken genelde sebze türü şeyler yemeyi sevmezdim ama yine de yerdim. 😅 Büyüdükçe sebzeleri severek yemeye başladım ve bunun bana çok iyi geldiğini fark ettim. Küçüklüğümden beridir sebzelerin bizim için ne kadar gerekli ve sağlıklı olduğunu biliyorum o yüzden yiyorum.
Ayrıca küçükken turşu yemeyi de sevmezdim şimdi ise tam tersi turşu yemeyi çok seviyorum. Birkaç aydır ara sıra turşularla ilgili araştırmalar yapıyorum ve turşulardaki probiyotikler sayesinde artık çok daha fazla yemeye başladım. Ve aynı zamanda değişik turşu çeşitleri de deniyorum.
Eğer küçükken sevip büyüdükçe de sevmemeye başladığım şeyler hakkında konuşacak olursak bunlar da cips ve jelibon gibi abur cuburlar. Özellikle jelibondan nefret ediyorum nedenini bilmediğim bir şekilde 😂
bemier
Bu sorunun benim için cevabı bencillik. Bence bencillik düşündüğümüzden çok daha göreceli bir durum. Kişi kendi akıl sağlığını koruyabilmek için karşı tarafın isteklerini karşıladığında dahi bencil olarak tanımlanıyor "Neden daha fazlasını yapmadın?" gibi bir bakış açısıyla. Bu bence yapılmaması gereken bir davranış. Cevaplanmaması gereken sorular, yorum yapılmaması gereken bazı kişisel özellikler olduğu gibi bence bir noktaya kadar bencillik de bu kadar kötü anılmamalı.
Bu kanıya en son şu anda artık kesinlikle konuşmadığım bozma kişiliklerle olan iletişimimden vardım. Verici olmak iyidir denildi. Evet vericilik iyidir FAKAT veren kişiye zarar vermediği sürece. Çok uzun bir süre kendime zarar verdiğim çok fazla şey yaptım. Bunu bıraktığımda ise açıklama yapmadığım için bencil oldum. Bazı şeyleri sanırım karşı tarafın gözünden görmeden isimlendirmemeliyiz ki bütün hayatımız boyunca çok büyük bir ihtimalle de zaten o kişinin gözünden göremeyeceğiz.
Belki de talepte bulunan kişinin istekleri yerine getirilmediği zaman 3. kişi ağzı ile bu durumu bencillik olarak adlandırmamak en iyisi olabilir. Ya da bencil kelimesinin anlamını bu kadar negatif düşünmemenin de iyi bir etkisini görebiliriz. Tahmin edebilirsiniz sanırım, ben bencilliğin isminin bu kadar kötü anılmaması taraftarıyım.
mukadder
Merhaba. Küçükken sevmediğim çok şeyi şimdi seviyorum. Yemekler, içecekler karakterler ve davranışlar.
Öncelikle bencillik bize kötü bir şey olarak öğretildi. Bende kızımı bencil davranmaması konuşun da çok uyardım. Ama zamanla tam olarak bencillik diyemsemde insanın önce kendini düşünmesi ve kendini sevmesi gerektiğini acı yollardan öğrendim.. ," Veren el alan elden üstündür" Evet ama bir alma verme dengesi olduğunu öğrendim. Sadece kendinden vermek belirli bir zaman sonra sadece sizi mutsuz etmiyor, karşı tarafta tatminsiz ve mutsuz oluyor. Kızıma en çok kimi seviyorsun diye sorduğum da 1) kendimi 2) Annemi diye cevap veriyor. Önceleri bu cevaba çok üzülüyordum.Ama düşünce ne kadar doğru bir yaklaşım. ..
Çocukken çok fazla yemek seçerdim . Bamya, pırasa hiç sevmedim. Ama şimdi çok severek yiyorum. Anneciğimi çok kızdırırdım. Çocukken cips abur cubur çok severdim. Şimdi bana para verseler cips yemem. Nedense kokusuna bile dayanamıyorum. Abur cubur arada nadiren yiyorum.
İnsan her gün değişime uğruyor. Bakalım on yıl sonra neler değişecek 🤗
Hephaestus
Merhabalar. Küçükken yeşil fasulye, bezelye, karnabahar, kereviz gibi yemekleri hiç sevmez yemezdim de. Hatta yiyenlere de sorardım bu yemeklerden tat alıyor musunuz diye çünkü bana çok yavan geliyordu 🙂 Ama yaş ilerdedikçe gelişimim için bu yemekleri yemem gerektiğini öğrendim ve bugun bu yemekler sevdiğim yemekler arasına girdi.
damla
Sadeleştim. Hayatımı sadeleştirdim. Çocukken daha gösterişli bir hayatım vardı. Kıyafetler, oyuncaklar, makyaj malzemeleri, takılar, çantalar, biblolar.... Annemde galiba biraz da çalışan annelerin çoğunda olan kutsal anne sendromu vardı. Neredeyse her istediğimizi alıyordu ve her şeyden çok fazla çeşit vardı. Çocukken farkında değildim ama büyüyünce hayatımdaki fazlalıkların ve ıvır zıvırların zihnimde gereksiz yer işgal ettiklerini düşünmeye başladım. Önemsiz, zamanımı çalan, zihnimi gereksiz yere meşgul eden her şeyi hayatımdan çıkardım. Özellikle son yurt dışı gezimden sonra minimalist yaşamın bana daha uygun olduğuna karar verdim. Tabii ki Einstein gibi her gün aynı renk kıyafet giyecek seviyeye erişmedim, ama kullandığım çanta sayısı neredeyse yüze yaklaşmıştı bir ara. Bir kısmının laptop çantası olması da beni kurtarmıyordu kesinlikle. Diğer şeylerin detaylarına hiç girmeyeyim en iyisi 🙂 Geçen gün evimde devrimsel nitelikte bir temizlik yaptım ve bir yıldır kullanmadığım neredeyse her şeyi çöpe attım.
Benzer bir ayıklamayı insanlarla ilgili de yapıyorum. Geleneksel sosyal medya kullanıcısı olmak yerine daha kaliteli iletişim kurabildiğim Hive'ı tercih ediyorum. Geçenlerde bir sinirbilim uzmanını dinlemiştim. İletişim kurabileceğimiz insanlarla ilgili beynimizde bir limit olduğundan bahsediyordu. Bu limitin 100-150 olduğunu duyduğumda bir aydınlanma daha yaşadığımı söyleyebilirim. Geleneksel sosyal medya platformlarında insanlar yüzlerce belki binlerce insanlarla muhatap oluyorlar. Bence hiç gerek yok. Oralarda vakit kaybedeceğime sevdiğim blog yazarlarının yazılarını okumayı, yakınlarımla keyifli zaman geçirmeyi, iyi bir arkadaşımla oturup kahve içmeyi ya da komşumla sevmediğim dizileri izlemeyi tercih ederim. 🙂
passenger777
Merhabalar 🤗
Küçükken çok yaramaz ve haylaz bir çocuktum. Aslında kendi kendime öğrenmem gereken her türlü beceriyi başkasına soruyordum. Yaşım ilerledikçe ve uslandıkça hayatımı farklı yaşamaya başladım.
Artık eskisi gibi, başkalarından yardım almıyor, kendi sorunumu kendim çözüyordum. Annem ve Babam evde işleri olduğunda kardeşler arasında ilk beni çağırıyorlar dı. Her ne kadar beni joker gibi kullanmış olsalar da bu hoşuma da gidiyordu.
Büyüdükçe daha düzenli ve planlı çalışmaya başladım. Bireysel olarak çalıştığım da daha başarılı olduğumu fark ettim. Özgür ve bağımsız bir kişiliğe büründüm. Ama sevdiklerimden asla vazgeçmedim.
Küçük yaşlarda okumayı araştırma yapmayı ve gezmeyi çok seven birisi değildim. Şimdilerde çok fazla elime kitap alıp okumasam da merak ettiğim ve bilmem gereken konuları sosyal medyadan takip ederek okuyorum. Birde beni bilgilendiren, düşündüren ve en önemlisi güldüren dostlarımla sohbet etmeyi çok seviyorum.
Geçenlerde arabayla işe giderken radyodan bir haber duydum. Artık WhatsApp insanlara sanal olarak danışmanlık hizmeti vermeye başlayacakmış. Bir psikolog gibi bizi dinleyecek ve bize sorunlarımız hakkında çözüm önerileri sunacakmış. İnsan ilişkilerinin, samimiyetin dostluğun ve arkadaşlığın giderek azaltıltığı bir dünyaya doğru ilerliyor olmamıza da çok üzülüyorum.
Hep kişilik ve davranışlardan bahsettim. Yemek konusu düşündükçe. Küçükken yemek ayrımı yapmazdım. Evde o akşam ne pişirildiyse ailecek o yemeği yerdik. Seçim yapma ya da ekstra bir yemek tercih etme şansımız da yoktu. Hatta ben o dönemlere yapılan yemekleri daha çok seviyorum. Çünkü el emeği ve yöresel lezzetleri vardı. Her şey daha doğal ve katkısız yapılırdı. Şimdilerde ürünü alıp, içindekiler bölümünü okuduğumuz da , adını bile duymadığımız katkı maddeleriyle karşılaşıyoruz.
Biraz konudan saptım sanırım. ☺️ Toparlıyorum. 🙏 Büyüdükçe, okumayı sevdim. Başarılı oldukça çalışmayı sevdim. Bana sevgisini ve dostluğunu açan insanları sevdim. Doğayı sevdim.
Incublus
Küçükken sesim pek çıkmazdı, büyüdükçe hakkımı savunmayı öğrendim. Bazı şeyleri çok kafaya takardım, başkalarının düşüncelerini çok önemserdim ama şimdi onları görmezden gelme yeteneğim var. İnsanların ne istediğinden ziyade benim ne istediğim önemli. Bu bence her bireyin kendini geliştirmesi gereken bir nokta.
Büyüdükçe hayatımda nelerin daha önemli olduğunu çok daha iyi anladım. Küçükken insanın kafası pek çalışmıyor keza ergen iken de öyle. Oysa şimdi her şeyi daha iyi analiz edebiliyorum ve hayatımda sıralamasını ona göre ayarlıyorum. Kısaca değiştim ve geliştim diyebilirim 💪
m1alsan
Benim cevabım kesinlikle çorba, bamya ve kapuska yemeği 🙂 Etle de pek aram yoktu küçükken ama şimdide yok, aç kalsam yerim seviyesinde. Ancak özellikle çorbadan hele yemek öncesi servis edilmesinden hiç hazzetmez, bir an önce dişlerimi geçirebileceğim, ağzımı doldurabilecek bir tabak beklerdim. Ama yaşım ilerledikçe huyum değişti, şimdilerde sadece çorba ile sofradan kalktığım zamanlar bile oluyor.
Bamya ve kapuska yemekleri de aynı şekilde. Arasıra aklıma geliyor, canım çekiyor. O kadar hayret ediyorum ki kendime, zamanında hiç yemeyeceğime dair yemin edebilirdim halbuki.
muratkbesiroglu
Küçükken sevdiğim her şeyi sevmeye devam ediyorum. Bunların arasında meyve ve kuruyemiş özel bir yer tutuyor. Küçükken sevmediğim birçok şeyi sever oldum. Örneğin domates ve bilumum salata çeşitleri. Pişmiş yeşil sebzeleri sevmezdim, hâlâ sevmiyorum. Bamya ve ıspanak hariç.
Çekingen bir çocuktum, artık çekingen değilim. İşe girerken 20 yıl sonra kişiliğiniz değişmiş olacak dediklerinde garipsemiştim. Gerçekten de kişiliğimin bazı yönleri değişti. Daha sosyal bir insan haline geldim.
Bir de iştahsız bir çocuktum, şimdilerde taştan yumuşak her şeyi yiyebilecek durumdayım. (Beyaz lahana, pırasa gibi bazı sebzeler hariç)
baboz
Herkese merhaba,
Küçükken yemeğin içerisinde et ya da tavuk varsa, o yemeği yemiyordum. Bu tamamen vejeteryanlık gibi değildi. Köfte, döner falan yiyordum. Sadece yemeğin ya da pilavın içerisinde olduğunda yemiyordum. Büyüdüğümde bunu umursamadım. Tek tek yemeğin içerisindeki etleri, tavukları ayırmaktan üşendim heralde. 😂 Bugünlerde ise şayet et ya da tavuk alabilirsek, yemeğe katıp, bayıla bayıla yiyorum. 😂
doganhilal🌼
Küçükken komşumuzun yaptığı bir bamya yemeği yemiştim o gün bamya yemeği ile ilk tanışmamdı. O günden sonra yıllarca bamya yemeğinden nefret ettim gördüğümde bile tüylerim ürperiyordu. Yıllar sonra yanlış hatırlamıyorsam lise yıllarındaydı akşam yemeği menüsünde bamya vardı.🍱Babaannemin çok büyük ısrarlarıyla minicik bir tadına bakmıştım. İlginç bir şekilde tadı çok hoşuma gitmişti. Bir kaşık bir kaşık daha derken bir tabak bamya yemeği yemiştim.🍲 Sonra bizim evde bamya yemeği benim ısrarlarımla daha sık pişmeye başladı. Şimdilerde en sevdiğim yemekler arasındadır kendisi. 🍲Hele kendim yaptıysam en az 3-4 tabak götürüyorum.🥲
sudefteri
Herkese merhaba. 🙋♀️
Öncelikle sorumu cevaplayan arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. 🌸
Küçükken puantiye desenli hiçbir giysiyi sevmezdim. Giymek istemezdim ve bu şekilde olan obje ve eşyaları da sevmezdim. Neden böyle bir hisse sahiptim bilmiyorum ama şimdi beni rahatsız etmiyor, tercih edebiliyorum. Küçükken niye puantiyeye takıktım hiçbir fikrim yok. 🤷♀️
Ailem ve akrabalarım çay tiryakisidir. Bir araya gelince kaç demlik çay yapılır bilinmez. Demli içtikleri için çabuk biter ve ocakta her daim yedek çay demlenmiş olur. Onları gördükçe çaydan ve çay servisinden bıkmış olduğum için mi bilmem, kahvaltıda bile içmezdim.
Sonraları sevmeye ve çay içmeye başladım diyebilirim.
Soğan, biber, pırasa yiyemezdim. Menemen veya yemeklerde gördükçe itinayla tabağın kenarına sıyırıp bırakırdım. Biber dolmasının sadece içini tüketir biberini yemezdim.:)
Yurtta kalırken pırasa çıktığı günler mutsuz olurdum.
Geçen yıl nasıl olduğunu hiç bilmiyorum ama beni rahatsız etmemeye başladı. Artık onları yiyebiliyorum. Babam çok şaşırdı bu duruma çünkü eskiden benim kenara ayırdıklarımı kendi tabağına alırdı. 😶🌫️
Maydanoz, dereotu vb yiyeceklerle ne zaman barışırız bilemiyorum ama büyüdükçe damak tadı değişiyor galiba. 🙊
İpexito
Herkese merhaba, soruya cevabım tabi kii varrr hem de bir sürüü. Ama ilk aklıma geleni kahve. Ben acı kahve ve hatta bitter çikolata yiyemez çok acı bulurdum şu an latteyi bile zor içiyorum hatta içemiyorum çok sütlü geliyor. Kahve olarak pek görmüyorum hatta salep gibi bir şey benim gözümde latte. Üniversite 2'den beri sütsüz kahve içmeye alıştım ve artık çok seviyorum. Bir diğer ilk aklıma geln şey de sebzelerden. Karnabahar'ı yiyemezdim. Şu an kokusundan dolayı hala yemeğini sevmesem de haşlamasına bayılıyorum. Damak tadı çok değişken olabiliyor bende değişenler bunlar oldu. Okuduğunuz için teşekkürler
Önceki Etkinliklerimizden...
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 | 32 | 33 | 34 | 35 | 36 | 37 | 38 | 39 | 40 | 41 | 42 | 43 | 44 | 45 | 46 | 47 | 48 | 49 | 50 | 51 | 52 | 53 | 54 | 55 | 56 | 57 | 58 | 59 | 60 | 62 | 63 | 64 | 65 | 66 | 67 | 68 | 69 | 70 - Aktif Üyeler | 71 | 72 | 73 | 74 | 75 | 76 | 77 | 78
- Trliste trail: https://hive.vote/dash.php?i=1&trail=trliste
- Trliste topluluğu: https://hive.blog/trending/hive-138975
- Trliste discord https://discord.gg/PkNnhb73pe