Hi Friends
We have almost reached the end of another summer season. Although seasons don’t adher to calendars, it is a fact that the weather cools down a bit and the rains begin with the arrival of September. The extremely hot summer days in Istanbul continued until the end of August. Rather than staying at home in such hot weather at the weekend, it makes more sense to go on a picnic or to the sea to cool off whenever possible. We two friends decided to go to Crying Rock beach, located in Şile district of Istanbul, which is famous for its sea.
Merhaba Arkadaşlar
Bir yaz mevsiminin daha sonuna geldik sayılır. Her ne kadar mevsimler takvimlere bağlı kalmasa da Eylül ayının gelmesiyle birlikte havanın biraz serinlediği ve yağmurların başladığı bir gerçek. Istanbul’da aşırı sıcak yaz günleri Ağustos’un sonuna kadar devam etti. Haftasonu böyle sıcak havalarda evde durmaktansa, fırsat buldukça serinlemek için ya pikniğe ya da denize gitmek benim için daha mantaklı. İki arkadaş İstanbul’un deniziyle meşhur Şile ilçesinde bulunan Ağlayan Kayalar plajına gitmeye karar verdik.
In the last weekend of August, I spent most of Saturday at a cafe in the center of Istanbul with my friend. Since the weather was warm and sunny on Sunday, we made a plan to go to the sea while at the cafe., We two friends got the things for the sea and set off around 11 a.m. on Sunday. Since we don’t like going to the sea in large groups, two camping chairs, an umbrella, a camping refrigerator and a table were enough. We took something to eat and drink on the way and then continued on our way to the sea. We arrived in the center of Şile about an hour later. Passing by the city center of Şile and then entering from the next junction, we reached Crying Rock beach at noon.
Ağustos’un son haftasonu, Cumartesi gününün büyük bir bölümünü arkadaşımla İstanbul’un merkezi bir yerinde kafede geçirmiştim. Pazar günü hava sıcak ve güneşli olduğundan kafedeyken denize gitmek için planımızı yapmıştık. Pazar sabah saat 11 gibi deniz için gerekli olan eşyaları alıp iki arkadaş yola çıktık. Denize kalabalık gitmeyi sevmediğimizden iki kamp sandalyesi, bir şemsiye, bir kamp buzdolabı ve bir masa yeterliydi. Yol üzerinde de yiyecek içecek birşeyler alıp yolumuza devam ettik. Yakşalık bir saat sonra Şile merkeze geldik. Şile’nin merkezine girmeden devam edip bir sonraki yol ayrımından girerek öğlen Ağlayan Kayalar plajına vardık.
The sea of Şile was wavy again. People were swimming in the sea under the supervision of lifeguards. If I catch Şile not wavy one day, I will stay there until evening : ) There are more beautiful beaches in Şile; however, there was no need to waste more time and expense as they are far away. Since the other nearby beaches would be wavy as well, we decided to swim here. Although it was noon, the beach was not very crowded. After finding a suitable place on the beach, we set up our chairs and umbrella. It is very difficult to swim when Şile is wavy. Even if you are a very good swimmer, you are warned by lifeguards after you cross the border rope. The only thing to do at such times is to play with the waves without crossing the border line like everyone else :)
*Şile yine dalgalıydı. İnsanlar cankurtaranların gözetiminde denize giriyordu. Şile’yi birgün dalgasız görürsem akşama kadar orada kalacağım : ) Şile’de daha güzel plajlar var ama uzakta oldukları için daha fazla zaman kaybı ve masrafa gerek yoktu. Diğer yakın plajlar da dalgalı olacağı için biz de burda denize girmeye karar verdik. Öğle saati olmasına ragmen plaj çok kalabalık değildi. Plajda uygun bir yer bulduktan sonra sandalye ve şemsiyemizi kurduk. Şile’nin dalgalı olduğu zamanlarda yüzmek çok zor. Çok iyi yüzme biliyor olsanız da sınır ipini geçtikten sonra cankurtaranlar tarafından uyarılıyorsunuz. Böyle zamanlarda tek yapılacak şey herkes gibi fazla açılmadan dalgalarla oynamaktır : ) *
After resting for a while on the beach, we went swimming. As there was a rip current in the sea, the lifeguards were constantly warning people to go into the sea from the right or left of the beach. Having been into the sea, we ate what we bought on the way and drank our beers. The taste of beer is always better at the seaside. The number of people coming to the beach after us had increased. I went into the sea twice. After staying on the beach for about five hours, we left to go home. Since I protected myself from the sun and went into the sea less this time, I did not get much of a tan. I think it was my last activity to go to the sea, let’s see if there will be any chance in September.
Plajda biraz dinlendikten sonra denize girdik. Bulunduğumuz plajda rip akıntısı olduğu için cankurtaranlar insanları plajın sağından veya solundan denize girmeleri için sürekli uyarıyordu. Denize girdikten sonra yolda aldıklarımızı yiyip biralarımızı içtik. Deniz kenarında biranın tadı her zaman daha iyi oluyor. Bizden sonra plaja gelen insanların sayısı artmıştı. Ben denize iki kez girdim. Yaklaşık beş saat plajda kaldıktan sonra eve dönmek üzere ayrıldık. Bu kez kendimi güneş ışınlarından koruduğum ve denize az girdiğim için çok fazla bronzlaşmamıştım. Sanırım bu yılki son denize gitme faaliyetim oldu, bakalım Eylül ayında fırsat olacak mı.
See you in my next travel or weekend activity post, take care of yourself. All photos in this post belong to me. Thank you for reading.
Bir sonraki gezi veya haftasonu aktivite yazımda görüşmek üzere, sağlıcakla kalın. Bu yazıdaki tüm fotoğraflar bana aittir. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
[//]:# (!worldmappin 41.17587 lat 29.62424 long If I catch Şile not wavy one day, I will stay there until evening : ) d3scr)
