Selam,
Ocak ayı sonunda 2022 senesine dair kitap planımı ve ilk ayki raporumu paylaşmıştım, buradan okuyabilirsiniz. Bu postta ise güncelleme ve Şubat ayı sonuçlarıyla karşınızdayım.
Genelde uygulamayı kurcalayıp karşıma ilgi çekici bir şey çıktıkça okumaya başlarım veya listeye ekleyip unuturum. Daha önce de bahsettiğim gibi karar verme, seçim yapma konusunda daha verimli olmak adına bazı seçimleri kolaylaştırma yoluna gitmiştim. Bu nedenle yeni bir liste oluşturmak yerine önceden kendiliğinden oluşmuş olan "daha sonra tekrar okuyacaklarım" listesiyle seneye başlamıştım.
Şubat ayı başlarken uygulamayı karşıma alıp sıradaki kitabıma bakınırken geçmişte dinlemeye başlayıp bitiremediklerime yöneldim öncelikle. Fakat buradaki kitaplar ya tekrar dinlemenin ortasında kalınmış ya da "Bir Masal İyi Gelir" gibi sürekli dinlediğim kitaplar. Yarım bıraktığım binlerce iş gibi yarım bıraktığım binlerce kitap da bana yük olduğu için önceliği bu ay yarım kalan kitaplara verdim. Sonra hemen geri aldım. Çünkü uzun süredir listede bekleyen ve tekrar dinlemek istediklerimden daha faydalı olacak kitaplara haksızlık edemezdim. Ayrıca sürekli aynı kitaplarda veya benzer konularda dönüp durmak beynimde kurulu olan konfor imparatorluğunun gücünü arttırıyordu. Birazcık beynimi şaşırtmak her zaman iyi gelmiştir. Ama geldiği gibi de gitmiştir. Bu ay da dalgalı ruh halleriyle mücadelem sürdü. Bu dalgalanmalar beni bazı kitapların yardımına koşturmak istese de yeni kitaplarda ısrarcı davrandım. Zaten bir rutine alışan beynim kitap dinleme olayının kendisinden bile olumlu etkileniyorken ve yeni bilgilerin uyarıcı etkisi dururken eski kitapların uyuşturucu etkisine direndim.
Şimdi bir başucu kitabımla başlamak istiyorum.
BİR MASAL İYİ GELİR [Judith Malika Lieberman]
(Bok iyi gelir)
Bu kitap küçük küçük birçok masaldan oluşan bir kitap. Her masaldan sonra bir "Kendine Bakma Köşesi" var. Bu kısımda masaldan çıkan sonucun hayatımızda nasıl bir kullanımla pratiğe dönüşebileceği anlatılıyor. Yani masaldan anlam çıkaramayanlara "anlamı bu" denirken masaldan çıkardığı anlamla yetinemeyenlere pekiştirici birkaç cümle daha seslendiriliyor. Bu tarz içerikleri uyku problemi yaşadığım dönemlerde uyku öncesinde dinlemek üzere kullanırdım. Hem overthinking ile mücadele etmeyi kolaylaştıran hem de uykuya dalma konusunda bir klişe öğesi olduğu için denemiştim ve gayet başarılıydı. Bu kitabı kendiliğinden belirlenmiş olan güvenli alanımda kendi kendime konuşmalarım arasında dinlerdim. Yine bazen oraya gidip dinliyorum bazen de uykudan önce. Kitapta bulunan masallar yetişkin masalları ama büyüyememiş yetişkin masalları. 13 yaşında biri olarak masal dinlemekten utanıyorum ama 28 yaşında biri olarak "utanmak yerine 3 yaşında gibi davranmayı bırakırsan seni bu kitap zulmünden kurtarırım" diyorum. İnanıyor mal.
Yeni Eklenen Kitaplar
Bu ayki dinlememe daha önceden listelediğim ve unuttuğum kitaplardan devam edebilirim diyip yüzlerce kitabın arasına daldım. Benim için bunca kitap arasında seçim yapma durumunda olmak katlanılması en zor şeylerden biri. Ancak bu seferki seçim sürecinde seçenekleri elemek oldukça kolaydı. Bu ay içinde yeni çıkacak bir token için whitepaper yazıyordum. Yazacağım yazıların konusu hakkında uzman dahi olsam hep yazma öncesi okurum. Listede Blokzinciri hakkında kitap görünce hemen "çevrimdışına indir" diyip ilerledim. Az ileride "50 Soruda" serisinden bir kitapla karşılaştım ve refleks olarak onu da indiriverdim. Diğer kitapları zamanla seçerim diye düşündüm ama seçemedim. Sene başında Türkçesi olmayan kitapların İngilizcesini okumaya başlamak istiyordum. Ay ortasına doğru "Atomic Habits" konulu bir Youtube videosunda denk geldiğim kitabı listeme attım. Listede daha önceden de attığım kitaplar vardı. Ama buna başladım. Bunu bitirdim. Buna bir daha başladım... Anlatıyorum, sabret.
ATOMİC HABITS SUMMARY [James Clear]
Yemek yerken izlemek üzere uygulamayı açtığımda karşıma çıkan bir video ile bu kitaba ulaştım. Her insanın hayatının otomatik davranışlardan ibaret olduğunu idrak ettiğimden beri kendimi kurcalıyorum. Alışkanlıklarımın hangisinin ne getirip ne götürdüğüne baka baka kafayı yedim. Özellikle depresif biri olmaktan kurtulmak için alışkanlıklarıma antidepresanlar eklemeye çalışıyorum ve bi nebze başardım diyebilirim. Kitap okumak, bisiklet sürmek ve blog yazmak bunlardan bazıları. Tam olarak hangisini hangi motivasyona bağlı yaşadığımı bile çözemedim. Alışkanlık bırakma, alışkanlık edinme gibi konularda ayrı bir blog yazabilirim. Kimsenin okumadığı bir blogger olarak bunu etkileşimlere bırakıyorum ve hazırlamama garantisi vermiş oluyorum böylece... Videoyu linkleyip devam edelim...
Videoyu izlerken kitabı bir de Storytel üzerinden aratınca 2-3 farklı özetini buldum. Video gibi kitaplar da İngilizce. Bu bir taşla 2 kuş demek çünkü İngilizce kitaplar da dinlemek istiyordum. Kitap özetini bisiklet sürerken dinliyorum. Hareket esnasında beyin aktivitelerinin öğrenme üzerinde daha etkili olmasından dolayı bunu da alışkanlığa çevirmiştim. Kitapta bundle tekniğinden bahsediyor. Bundle tekniği sevdiğin bir şeyi zorunda olduğun veya sevmesen de alışkanlık haline getirmek istediğin bir şeyi birleştirmekten ibaret bir teknik. Evde oturarak kitap dinleyemem de okuyamam da. Daha önce podcast dinleyerek yürüyüşe çıkardım. Uzun yürüyüşleri de podcast dinlemeyi de severim. Bisiklet + Kitap ise sevmediğim ve sevdiğim iki seyi birleştirdiğim bir şey olduğu için "bundle!" denebilir. Ayrıca hareket halinde öğrenmenin daha hızlı olması konusu da ayrı bir kuş ekliyor... Bir saatlik turda 3 kuş! Kitabı övecektim ama kendimi övdüm gibi bir şey oldu. Olabilir. Kitabı merak edenler için kitap yerine eklediğim videoyu öneririm. Hem görsellerle takviye edilmiş hem de altyazılar yardımıyla daha anlaşılabilir bir hale getirilebilir. Görsel + altyazı + İngilizce ses de iyi bir beyin egzersizi olduğundan öğrenme konusunda etkili olacaktır. Bu kitap, "üzerine ayrı bir blog hazırlanasılar" listeme eklendi. Blog yazma alışkanlığımın içine sıçmazsam bu kitabın konusu üzerine derin bir blog hazırlayabilirim.
50 SORUDA YAŞAMIN TARİHİ [Deniz Şahin]
Kitabın başlarında lise biyoloji derslerinde yaptığım gibi hafif uyuklar vaziyetteydim. Zira kitap lise biyoloji müfredatı gibiydi. Canlının tanımından türlere ayrımına kadar "tek hücreli, çok hücreli" demeden hepsini özetleyerek ilk 2 bölümü devirdi. Daha sonra konu daha ilgimi çeken alanlara doğru ilerledi tabii. Mikro evren diye bahsedilen küçük canlılardan en karmaşık canlı olan insana kadar anlatıldıktan sonra yaşamın başka gezegenlerdeki bulgularına yer veriliyor kitapta. Biraz biyoloji, biraz kimya ve biraz astronomi. En çok ilgimi çeken kısım makro evren kısmı oldu. Her ne kadar dünyayı ve insnaı yaşamın merkezi olarak görmememiz gerektiği bazı kişilerce konuşulsa da bana hep merkez burası ve tam olarak burası gibi geliyor. Dünya ve insan. Evrende yaşam bulguları aranırken her köşede bulunan elementlerin tamamı dünya üzerinde mevcut ve neredeyse hepsi insanın kullanımında. Bir de göremediğimiz, algılayamadığımız kısım mevcut tabii. Bu kısım da göz ardı edilmesi gereken kısım zira görmemiz, algılamamız istense öyle evrilirdik. Öyleleşme, evrimleşme süreci devam ederken de öyleleşmiş halimiz yine ve yeni merkez oluveriyor zaten. Ama genel olarak merkez insan veya dünya değil, sadece insan burada bir şey için bulunuyor ve o şey dünya kaynaklarıyla sınırlı bir oyun. Dünya dışı kaynaklar diye bahsedilen gezegenler, yıldızlar, süpernovalar da burada bahsettiğim dünya sınırları içinde tabii. Kitap genelinde dinozorlara ve neanderthallere de değiniliyor, evrime de, göktaşlarına da. Varlığını anlamlandırmak isteyenlerin varlığa bu kitabın açtığı pencereden de bakmasını öneririm.
ZENGİN BABA YOKSUL BABA
Bu kitabı daha önce de duymuştum fakat ertelemiştim. @mehmetfix'in blogunda gördükten sonra kitaba biraz daha yükseldim. Bu postu ayın son haftasında hazırlıyorum. Şimdilik Blok Zinciri kitabını tamamlamadığım için geçmediğimden dolayı üstü çizili olarak yer verdim. Okumaktan vazgeçip başka bir şeye geçebilirim. Gelecek ayki raporumda neler olmuş görürüz.
AYRICA
Bir Masal İyi Gelir ve Denemeler gibi bazı kitapları tekrarlıyorum. Bazen de araya kısa kitaplar alıyorum. Hatta bazen tuğla kalınlığında ya da yarım gün uzunlupunda kitaplara baştan dönüyorum. Aklıma bir şey takıldığından kitabı baştan dinlediğim de oluyor bir kısmını dinlediğim de. Genelde Storytel uygulamasının ayraç özelliğini kullanmaya çalışsam da bisiklet üzerinde ve bazen eldivenli olduğum için ayraçlandıramıyorum. Kitapları baştan dinlemek gibi bir ahmaklık yapıveriyorum. Mesela geçen ay bahsettiğim kitapların bazılarında ayraçlarım mevcut. Başım sıkışınca bir büyük olarak onlara danışıyorum. Bu gibi araya sıkışmış kitapları eklemiyorum buraya. Bazen de kafam yandığı için o gün dinlediğim kitabı unutabiliyorum. Allah yardımcım olsun.
Dijital Dönüşüm - BLOK ZİNCİRİ
Bu kitabı bir marka için yazmakta olduğum whitepaper için zihin egzersizi olması bakımından ivedi şekilde listeden çıkıp kulağıma girdi. Halihazırda finansal kuyularda çırpınan biriyim ve teknolojinin ortaya çıkardığı yeni oyuncaklara da oldukça meraklıyım. Yazarlık konusunda da SEO yazarlıının kalıplarından nefret ettiğim için niş bir alana yönelmiştim. Artık SEO uyumlu makaleler yerine blok zinciri uyumlu makaleler yazıyorum müşteri buldukça. Bu ay içinde 2 farklı iş aldım bu konuda. Hem aldığım işi desteklemesi hem de yetkinliğimi arttırıp finansal kuyulardan çıkışımı hızlandırması için iyi bir seçim oldu. Bazı aptallıklar yapıp yatırım yaptım sanıyorum bazen. Bundan da öğrendiğim oluyor ama kitaptan öğrenmeyi tercih ederim. (etmem)
Kitap genelinde blok zincirinin temelleri, geçmişi ve geleceği, artıları ve eksileri ele alınıyor. Blok zincirinden önce internet, ikisi arasında da TCP/IP adında bir protokol var imiş. Konunun mantığını kavramak açısından bu terimle ilgili araştırma yapılmalıymış gibi düşündüm kitap boyunca. Ama tek tık bile yazamam, incilerim dökülür. Ethereum ile Ethereu Classic arasındaki farkın ne olduğunu, bu farkı ortaya çıkaran olayı ve yasal düzenlemelerin bu konudaki önemini öğrendim. Ethereum çatallanması süreci birçok insanın kayıp yaşaması ve bunun yasal boşluk sayesinde fon toplayanların elini güçlendirmesi Ethereum'a olan gıcıklık seviyemi arttırdı. Benzerini Steem ve Hive arasında da gördük. Tam onu da anlayabilmiş değilim gerçi. Kitap öncesinde de neyin merkezci neyin merkezsiz olduğunu zaten biliyordum. Bu kitapla beraber merkezsizliğinde şüphe duyduğum yapılara olan kuşkum hem arttı hem de yersizleşti. Zira bileni kandıramazlar.
Ek Dinleme (Bitcoin Whitepaper)
Whitepaper yazarken önceki yazılmış olanlardan ilham almak için birkaç okuma yapmalıydım. Bunların bazıları çok uzun ve teknik detay içerdiği için okumak istemedim. Neticede 2000 kelimelik ve prosedürden dolayı yazılan bir makale olacaktı. Bitcoin whitepaperını daha önce okuyup okuyup okuyup anlamamış anlamamış anlamamıştım. Bu sefer karşıma BtcTurk tarafından Spotify üzerinden paylaşılan bir seslendirmesi çıkınca dinlersem anlarım sanarak dinlemeye karar verdim. Yaklaşık 20 dakika süren bir pod yayını. Dinleme hızını arttırarak daha erken bitirmek de mümkün -ki ben genelde öyle yaparım. Bu pod yayınını dinlediğim akşam bütün taşların yerinde olduğunu hissettiğim o hareketsiz ve huzurlu akşamlardandı. Hiçbir şeye yetişmem gerekmiyordu. Bu nedenle olduğu hızda dinledim. Bir noktaya kadar çok iyi geldiysem de ses kesildiğinde "demek ki o zamandan bu zamana hiç zeka ilerlemesi yaşamamışım" dedim. Çünkü yine pek anlamadım. Ses kaydı, yazılı olan whitepaperdan daha basit bir anlatıma sahip yine de. Seslendirmenin kolaylaşması adına bazı bölümler çıkarılmış ve dinleyiciye daha temiz bir yazı aktarılmış. Dinlemek isteyen olursa aşağıya frame olarak eklemeye çalışıyorum: