Hello everyone, friends. Today I travelled to Niksar. I learned that the history of this city, which I had not even heard of before, dates back to ancient times and is a historically important place. Even the State of the Danışmentites was established here and Niksar was the capital of this state. Niksar, which has constantly changed hands throughout history, was first under the rule of the Danışmentids, then the Seljuks and finally the Ottomans.
Today, we visited important places in Niksar from the time of the Danışmentliler. First of course, we went to the tomb of Melik Danışment Ahmet Gazi, the founder of the Danışmentliler state. I saw that they turned this tomb into a stone museum. The tombstones and inscriptions collected from the neighbourhood were placed in the tomb and the structures built around it and exhibited here.
After leaving the mausoleum, this building called Taş Mektep was used as a school in the old times and nowadays it is still in operation as Prof Dr Metin Sözen Culture House. The gentleman in charge here told us a little about the history of Niksar and gave us a booklet called Niksar City Guide. In this booklet, there are historical buildings and information about them. (I will take some of the information I will write in my post from this booklet.) After our pleasant conversation here, we went to a small mosque called Cin Mosque, but since it was in a narrow area, I could not photograph it from a good angle.
Then we visited Niksar Great Mosque, which was similar to the classical great mosques. But around it, columns similar to the support columns built by Mimar Sinan to strengthen Hagia Sophia were built. This was a bit interesting to me. I don't know if they are in the original mosque or if they were built to strengthen it later.
After visiting the Ulucami, we went to the bazaar. There were places worth seeing here too. In the middle of the bazaar there was a bridge called Snake Bridge. At first I found this name strange, but then I saw that there was a relief with a snake in its mouth on the stone in the middle of the bridge. Probably because of this relief it was called the bridge with snake. After walking around the bridge and the bazaar around it, we finished our day trip and returned home.
See you in a new post. Take care of yourself.🙋🏻♂️
Herkese merhaba arkadaşlar. Bugün Niksar’ı gezdim. Daha önceden ismini bile duymadığım bu şehrin tarihinin çok eskiye dayandığını ve tarihsel açıdan da önemli bir yer olduğunu öğrendim. Hatta Danışmentliler Devleti de burada kurulmuş ve Niksar bu devlete başkentlik yapmış. Tarih boyunca sürekli el değiştirmiş olan Niksar önce Danışmentliler daha sonra Selçuklular ve en sonunda da Osmanlılar’ın hakimiyetine girmiştir.
İşte biz de bugün Niksar’da Danışmantliler zamanından kalan önemli yerleri ziyaret ettik. Önce tabi ki Danışmentliler devletinin kurucusu Melik Danışment Ahmet Gazi’nin türbesine gittik. Bu türbeyi adeta bir taş müzesine çevirdiklerini gördüm. Civardan toplanan mezar taşları ve kitabeler türbe ve etrafında inşa edilen yapılara konulmuş ve burada sergileniyor.
Türbeden ayrıldıktan sonra Taş Mektep olarak adlandırılan bu yapı eski zamanlarda okul olarak kullanılmış ve şimdilerde prof dr Metin Sözen Kültür Evi olarak hala faaliyette. Burada görevli olan beyefendi bize biraz Niksar’ın tarihinden bahsetti ve bize Niksar Kent rehberi adında bir kitapçık verdi. Bu kitapçıkta burada bulunan tarihi yapılar ve hakkında bilgiler yer alıyor. (Paylaşımıma yazacağım bilgilerin bir kısmını bu kitapçıktan alacağım.) Buradaki hoş sohbetimizin ardından Cin Camii diye küçük bir camiye gittik fakat burası dar bir alanda olduğu için güzel bir açıdan fotoğraflayamadım.
Daha sonra Niksar Ulu Camiini ziyatet ettik. Burası da klasik ulu camilere benzer bir yerdi. Fakat etrafında sanki Mimar Sinan’ın Ayasofyayı güçlendirmek için yaptığı destek sütunlarına benzer sütunlar inşa edilmiş. Bu bana biraz ilginç geldi. Bunlar Caminin orijinalinde mi var yoksa daha sonra güçlendirmek için mi yapılmış bilmiyorum.
Ulucamiyi de gezdikten sonra çarşıya geçtik. Burada da görülmeye değer yerler vardı. Çarşının tam ortasında Yılanlı Köprü olarak adlandırılan bir köprü vardı. İlk önce bu ismi garipsemiştim. Fakat daha sonra gördüm ki köprünün tam ortasındaki taşta ağzında yılan olan bir kabartma vardı. Muhtemelen bu kabartmadan dolayı yılanlı köprü denmiş. Köprü ve etrafındaki çarşıyı da dolandıktan sonra bu günlük gezimizi bitirip eve döndük.
Yeni bir paylaşımda görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın. 🙋🏻♂️
For the best experience view this post on Liketu