Hello, Hive family,
I can say that sipping my coffee and writing my post is my source of peace right now.
I usually prefer Turkish coffee as coffee when I am busy with something, especially when I am writing, it is even more delicious. Recently, on the advice of a friend, I started to mix Turkish coffee and Dibek coffee in a jar, so that the coffee has a different aroma and a softer drink. If you consume unsweetened coffee like me, you can make it more delicious with a slight softness in this way.
At the same time, I don't know how true it is, but according to doctors, drinking 1 cup of Turkish coffee a day reduces the risks that may occur in terms of our heart health. Maybe if I learn something about this, I will share my experiences in another post, and I will also comment on the Turkish coffee in orange peel, which I have wanted to try for a long time but could not try.
It is necessary to enter my post slowly now. In this post, I will talk about the local copper products I saw in Gaziantep Bazaar, which I recently visited.
I had the opportunity to go to Gaziantep before when my family came to Gaziantep, but we couldn't spend a lot of time in the bazaar because we visited a lot of places that day. I didn't mind too much because I thought I could go alone later. Recently, while I was thinking about it, I suddenly decided to go and found myself on the bus to Antep. It is about 1 hour and 15 minutes from where I am staying to Antep. The fact that it was short was one of the main reasons for me to decide to go.
After I got off the Antep bus, I realized that I didn't have much walking distance to go to the bazaar, which frankly relieved me because even though the road was short, the bus didn't affect my stomach very well.
While walking on the road, I was very interested in the mini finger-sized phone I saw in one of the shops. Of course, I know that it was put there to be exhibited and not to be sold, but it was so cute that I wanted to buy it again :)
When I slowly came to the entrance of the bazaar, I was happy that I found it so easily because I'm usually not very good at finding directions :)
After passing the entrance sign, the dried nuts stall by the door caught my eye first, the variety of nuts was really mouth-watering, thanks to the seller who realized that I was not a local and offered me a walnut sausage. I thanked him and did not refuse his offer. It was really a warm welcome for me at the first entrance. I had already heard that the people of Antep were friendly, and according to my first impression, they were.
As I progressed, I approached the copper section of the bazaar, which is the most important part of the bazaar. There were beautiful copper pans, coffee pots, trays, jugs, cups, etc. and all of them were made of very high quality copper.
I didn't know the prices but I was sure that I would buy something because my mother loved copper kitchen products and she liked them extra because they were better for health. They also say that things cooked in copper taste better.
As I was browsing the stalls one by one, I wanted to buy them all, but I convinced myself to buy a coffee pot and a medium-sized pan. The reason I bought a pan was because I was sure that my mom would make delicious kuymak and eggs with sausage for breakfast :)
I spent most of that day shopping in the bazaar, and in the evening I didn't know the last departure time of the buses, so I set off around 4 o'clock. Fortunately, I somehow made it to the bus stop and had a nice trip this time, sleeping on the way ...
TR
Merhaba Hive ailesi,
Bir yandan kahvemi yudumlayıp bir yandan postumu yazmak şu an huzur kaynağım diyebilirim.
Genelde kahve olarak da Türk kahvesi tercih ederim bir şeylerle meşgul olurken ki özellikle yazı yazarken daha da lezzetli olur. Geçenlerde bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine de Türk kahvesi ve Dibek kahvesini kavanozda karıştırıp kullanmaya başladım, böylece kahve daha farklı aromalı ve yumuşak içimli oldu. Eğer siz de benim gibi şekersiz kahve tüketiyorsanız bu şekilde hafif yumuşaklıkla daha lezzetli hale getirebilirsiniz.
Aynı zamanda ne kadar doğrudur bilemem ama doktorların söylediğine göre günde 1 fincan Türk kahvesi içmek kalp sağlığımız açısından oluşabilecek riskleri de azaltırmış. Belki bununla ilgili bir şeyler öğrenirsem bir başka postumda tecrübelerimi paylaşırım , hem de uzun zamandır denemek isteyip de deneyemediğim portakal kabuğunda Türk kahvesini yorumlarım.
Yavaş yavaş postuma giriş yapmak da lazım artık. Bu postumda geçenlerde gitmiş olduğum Gaziantep Çarşısında gördüğüm yöresel bakır ürünlerinden bahsedeceğim.
Daha önce Gaziantep'e ailem geldiğinde gitme imkanım olmuştu ama o gün çok yer gezdiğimiz için çarşısında çok vakit geçiremedik. Ben de daha sonradan tek başıma da gidebileceğimi düşündüğüm için çok da sorun etmedim . Ki geçenlerde düşünürken bir anda gitmeye karar verip kendimi Antep otobüsünde buldum. Benim kaldığım yerle Antep arası yaklaşık 1 saat 15 dakika. Kısa olması da benim için gitme kararını aldıran başlıca nedenlerden biriydi.
Antep otobüsünden indikten sonra çarşıya gitmek için çok da yürüme mesafem olmadığını gördüm açıkçası bu beni rahatlattı çünkü her ne kadar yol kısa da olsa otobüs midemi çok da güzel etkilememişti.
Yolda yürürken dükkanların birinde gördüğüm mini parmak boyutunda olan telefon çok ilgimi çekmişti. Tabi ki satılmak için değil de sergilenmek için oraya koyulduğunu biliyorum ama o kadar tatlıydı ki yine almak istedim :)
Yavaştan çarşının girişine geldiğimde bu kadar kolay bulmama mutlu oldum çünkü genelde yer yön bulmakta çok da iyi sayılmam:)
Giriş tabelasını geçtikten sonra kapının orada bulunan kuruyemiş tezgahı çarptı ilk önce gözüme , çeşit çeşit kuruyemişler gerçekten ağız sulandırıcıydı sağ olsun oranın yerlisi olmadığımı anlayan satıcı cevizli sucuk ikram etti. Ben de teşekkür edip ikramını geri çevirmedim. Gerçekten ilk girişte sıcak bir karşılama olmuştu benim için de. Zaten Antep'in insanlarının sıcakkanlı olduğunu duymuştum , ilk izlenimime göre de öyleydiler.
İlerledikçe çarşının asıl önemli olan bakır bölümüne yaklaşmıştım. Birbirinden güzel bakır tavaların, cezvelerin, tepsilerin, sürahilerin, bardakların vs olduğu ve hepsi de gayet kaliteli bakırdan yapılmaydı.
Fiyatları hakkında bilgim yoktu ama kesin bir şeyler alacağımdan da emindim çünkü annem bakırdan yapılma mutfak ürünlerine bayılır ve sağlık açısından da daha iyi olduğu için ekstra severdi. Hem bakırda pişen şeylerin lezzetinin de daha güzel olduğu söylenir.
Tezgahlarda tek tek gezerken inanın hepsini alasım geldi ama kendimi cezve ve orta boy tavada ikna ettim. Tava alma sebebim annemin kahvaltıda birbirinden lezzetli kuymak ve sucuklu yumurtalar yapacağına emin olmamdı :)
O günü çarşıda gezip alışveriş yaparak geçirdim , akşam vakti gelirken de otobüslerin en son kalktığı seferi tam bilmediğim için de saat 4 gibi yola koyuldum. Neyse ki sora sora bir şekilde otobüs durağına da geldim. Yolda uyuyarak güzel bir yolculuk geçirdim bu kez...