Hello everyone. The weather in Istanbul has been very good lately. Temperatures started to rise. Let's see if it doesn't surprise us in the last days of March. I don't like cold weather very much. Taking advantage of the beautiful weather, I recently took a trip to Çamlıca Park. I reached this park, which is quite close to my house, by using metrobus and bus. Although I mentioned that it was close, you may have noticed that I used two vehicles. It is possible to encounter such situations in a crowded place like Istanbul. There are many times when we use two vehicles to get to a place where you will travel a few kilometers.
Herkese merhaba. İstanbul'da havalar son günlerde gayet güzel. Sıcaklıklar yükselmeye başladı. Bakalım Mart ayı son günlerinde bizi şaşırtmaz. Soğuk havaları çok sevmiyorum. Havanın güzelliğini fırsat bilip geçenlerde çamlıca parkına gezintiye çıktım. Evime oldukça yakın olan bu parka metrobüs ve otobüs kullanarak ulaştım. Yakın diye belirtmeme rağmen iki vasıta kullanmam dikkatinizi çekmiş olabilir. İstanbul gibi kalabalık bir yerde böyle durumlarla karşılaşmak mümkün. Birkaç km yolculuk yapacağınız bir yere iki vasıta kullandığımız zamanlar çok oluyor.
After reaching the park, I examined the sketch and noticed that there were a few small ponds inside. After touring around the park, I went to the place where the ponds were. It was labeled as a lake, but I must say that I came across a small pool, so it didn't attract my attention too much.
However, the shadows of the trees reflected in the water were very beautiful. I think I should mention that too. How do you think it looks? Do you like it?
Probably in the summer, when the trees are green, it looks like a garden in paradise. So I will take my tea and visit this place again in summer.
Parka ulaştıktan sonra krokiyi inceledim. İçerde küçük birkaç göletin olduğunu fark ettim. Parkın içerisini turladıktan sonra göletlerin olduğu yere gittim. Göl diye belirtmişler ancak küçük bir havuzla karşılaştığımı söylemeliyim. Bu yüzden dikkatimi çok fazla çekmedi.
Ancak ağaçların suya yansıyan gölgeleri çok güzeldi. Bunu da belirtmem gerektiğini düşünüyorum. Sizce nasıl gözüküyor? Beğendiniz mi?
Muhtemelen yazın ağaçlar yeşillendiğinde buralar cennetten bir bahçe gibi görünür. Bu yüzden çayımı alıp yazın burayı tekrar ziyaret edeceğim.
After leaving the place where the ponds were, I walked around the park a little more. Thus, I got my daily dose of walking, one of @damla's favorite sports 😄
Jokes aside, it is really a perfect place for those who want to walk, for those who want to do sports, especially if the weather is nice.
Göletlerin olduğu yerden ayrıldıktan sonra parkın içerisini biraz daha turladım. Böylelikle @damla'nın en sevdiği sporlardan biri olan günlük yürüyüş dozumu da almış oldum. 😄
Şaka bir yana yürüyüş yapmak isteyenler için, spor yapmak isteyenler için gerçekten mükemmel bir yer, hele ki hava da güzelse.
I saw many different types of trees in this park that I had never seen before in my life. I wonder what these trees will look like when I come in the summer. They were fascinating even in this state. There was also a beautiful authentic wooden mosque in the park. The fact that the mosque fit the spirit and atmosphere of the park did not escape my attention. After visiting the neighborhood, I started walking towards Çamlıca Tower, which I had been waiting for a long time to visit.
Hayatımda daha önce görmediğim farklı birçok ağaç türünü bu parkta gördüm. Yazın geldiğimde bu ağaçlar ne hale bürünecek merak etmiyor değilim. Bu halleriyle bile büyüleyiciydiler. Parkın içinde ayrıca otantik, ahşaptan yapılmış güzel bir cami vardı. Caminin parkın ruhuna, atmosferine uygun olması dikkatimden kaçmadı. Civarları da gezdikten sonra uzun zamandır gitmek için fırsat kolladığım çamlıca kulesinin bulunduğu yere doğru yürümeye başladım.
I paid 250 Turkish Liras to get to the top of the tower. One of the staff accompanied me in the elevator. As the elevator ascended, I started to feel Istanbul, especially the Anatolian side, under my feet. The elevator was moving very fast and we reached the top floor in about 30,40 seconds.
Kulenin en tepesine çıkabilmek için 250 Türk Lirası ödedim. Asansörde görevlilerden birisi bana eşlik etti. Asansör yükseldikçe İstanbul'u özellikle anadolu yakasını ayaklarımın altında gibi hissetmeye başladım. Asansör bayağı hızlı hareket ediyordu yaklaşık olarak 30,40 saniye içerisinde en üst kata ulaştık.
There was a nice place to eat, but since it was Ramadan, I only walked around the neighborhood. Honestly, I was a little upset about the money I paid just to get to the top floor. 😅 At least I could have had something to eat and drink with the view while I was up there, so it stayed with me, but on the bright side, at least I saw a city like Istanbul from the top.
I'm thinking of stopping by again after Ramadan. Of course, I'll pay the 250 liras again apart from the food. 😅
Thank you for reading, see you soon.
Yemek için güzel bir mekan vardı ancak Ramazan ayında olduğumuz için sadece civarı dolandım. Açıkçası sadece en üst kata çıkabilmek için verdiğim paraya biraz üzüldüm. 😅 En azından çıkmışken manzara eşliğinde bir şeyler yiyip içebilirdim bu yüzden içimde kaldı ama iyi tarafından bakıyorum en azından İstanbul gibi bir şehri zirveden gördüm.
Ramazan ayından sonra tekrar uğramayı düşünüyorum. Tabi yemekten ayrı 250 lirayı tekrar vereceğim. 😅
Okuduğunuz için teşekkür ederim, görüşmek üzere.