-EN
Hi guys! I was going to say how are you since we haven't seen each other, but as you know, I said this again very recently 😀. Still, this is a tradition for my writing, you know. How are you? I'm fine, everything is going well. I will be preparing for my few remaining exams. Other than that, I'm very happy. How are things with you?
I'm listening a very dramatic setlist and started writing. It has nothing to do with my mood. But in the background, Gülden Karaböcek says,
I should have been your one and only lover.
Gülden Karaböcek - Ben Olmalıydım
I couldn't, you know? I could never be the only lover of any of my lovers, ahahaha. I'm really bad at love. I'm laughing so hard at this situation now. Because when I fall in love, my IQ drops to negative values. Also, a relationship is not good for me at all. So I continue on my way alone. I will probably continue like this for a long time.
I don't know what to write or say today. But I want to write something. Let's at least go back in time a little so I can remember my memories. My brother got married last September and the wedding took place in Giresun. The district we stayed in was small and far from the metropolitan city life. Still, it was a sweet place. If you asked me if I would go and live there forever, my answer would be no. But I still think it's a livable place for a short time. After getting used to Istanbul, I have a hard time no matter which city I go to. Although the cost of living is much higher in Istanbul, many things are easier in Istanbul. I think transportation, shopping, education, socializing, basically anything you can think of, is easier in Istanbul.
There was a children's playground right next to the apartment where we stayed. The children's park was built with the Smurfs concept. There were lots of figures. I remember watching The Smurfs as a kid. But I never liked it enough to become a fan. My favorite was always Scooby-Doo.
It was a really beautifully decorated park for children. I think it would have at least caught my attention if I were a little kid. It would be exciting to be able to see cartoon characters in real life. I think it's a nice experience at that age when we don't know that there is not such a thing as a superpower.
Now I actually understand better why I don't like the Smurfs cartoon very much. When I think about it, I really remember my memories more clearly. I thought it was a boring cartoon. Every episode would be the same event. One of the Smurfs wouldn't listen to Papa Smurf and made a mistake. Then Gargamel would catch him. Then the other Smurfs would fall into the trap while trying to save him. At the end of the day, Papa Smurf and a few Smurfs would rescue those who fell into the trap.
Considering all this, I think it is a very ordinary cartoon. But of course we couldn't think about these things when we were kid. I wouldn't watch it much though. The Smurfs and Red Kit were cartoons that I didn't like very much.
Frankly, I feel sorry for Gargamel. I was afraid of him when I was a kid. But right now I feel sorry for his failure. Yes, his aim was bad. But it's really sad to try so hard at something and fail every time.
Smurfette is one of the three female Smurfs who stand out with their beauty that everyone loves. In fact, when Smurfette was first created, she had black hair and was ugly. Because Gargamel created her that way. However, she later switched to the side of good, thanks to Papa Smurf. She's a bit of a Material Girl character. I'd like to ask her, “You are traveling around mountains and hills. How do you walk in a miniskirt and high heels?”. lol. I think she's like me too. She doesn't like to compromise on her loyal habits 😀.
I think it was a short Smurfs Village introduction. In fact, it was an post in which I expressed my ideas rather than a promotional post 😀. I hope you enjoyed reading it or that I reminded you of things related to your childhood and cartoons. Stay with love until our next meeting. Goodbye!
-All photographs are my own, unless otherwise stated.
-TR
Selaaaaaaam! Görüşmeyeli nasılsınız diyeceğim ama malum çok yakın bir tarihte tekrardan bunu söylemiştim 😀. Yine de bu benim yazılarım için bir gelenektir, biliyorsunuz. Nasılsınızzzzz? Ben iyiyim, her şey yolunda gidiyor. Kalan birkaç sınavıma hazırlanacağım. Onun haricinde gayet keyifliyim. Sizde durumlar nasıl?
Çok dramatik bir setlist açıp yazı yazmaya başladım. Modumla asla alakası yok. Ama arka planda Gülden Karaböcek
“Biricik sevgilin ben olmalıydım”
Gülden Karaböcek - Ben Olmalıydım
diyor.
Olamadım biliyor musunuz? Hiçbir sevgilimin biricik sevgilisi ben olamadım ahahaha. Aşk konusunda gerçekten çok başarısızım ya. Artık bu duruma çok gülüyorum. Çünkü aşık olunca IQ’m negatif değerlere düşüyor. Ayrıca bir ilişki bana hiç iyi gelmiyor. Yalnız başıma yola devam ediyorum yani. Muhtemelen uzun bir süre de böyle devam edeceğim.
Bugün ne yazsam ne anlatsam bilmiyorum. Ama bir şeyler yazmak istiyorum. Bari biraz geçmişe gidelim de anılarımı hatırlayayım. Geçen eylül ayında abim evlendi ve düğün Giresun’da gerçekleşti. Kaldığımız ilçe küçük ve metropol şehir yaşantısından oldukça uzaktı. Yine de tatlı bir yerdi. Gidip orda ömür boyu yaşar mısın diye sorsanız cevabım hayır olurdu. Ama yine de kısa süreliğine yaşanabilir bir yer bence. İstanbul’a alıştıktan sonra hangi şehire gidersem gideyim zorlanıyorum. Yaşam maliyeti İstanbul’da çok daha yüksek olsa da birçok şey İstanbul’da daha kolay. Ulaşım, alışveriş, eğitim, sosyallik yani kısaca aklınıza ne gelirse İstanbul’da daha kolay bence.
Konakladığımız apartmanın hemen yanında çocuk parkı vardı. Çocuk parkı Şirinler konseptinde inşa edilmişti. Bir sürü figür vardı. Çocukken Şirinler izlediğimi hatırlıyorum. Ama hiçbir zaman fanı olacak kadar sevmedim. Benim favorim her zaman Scooby-Doo'ydu.
Çocuklar için gerçekten güzel dekore edilmiş bir parktı. En azından küçük bir çocuk olsaydım dikkatimi çekerdi diye düşünüyorum. Çizgi film karakterlerini gerçek hayatta görebilmek heyecanlandırıcı olurdu. Hem de süper güç diye bir şeyin gerçekte var olmadığını bilmediğimiz o yaşlarda güzel bir deneyim bence.
Şirinler çizgi filmini neden çok sevmediğimi şimdi daha iyi anlıyorum aslında. Biraz düşününce gerçekten anılarımı daha net bir şekilde hatırlıyorum. Sıkıcı bir çizgi filmdi bence. Her bölüm aynı olay olurdu. Şirinlerden biri Şirin Baba’yı dinlemez ve bir hata yapardı. Sonra Gargamel onu yakalardı. Sonra diğer Şirinler de onu kurtarmak için uğraşırken tuzağa düşerdi. Günün sonunda ise Şirin Baba ve birkaç Şirin tuzağa düşenleri kurtarırdı.
Tüm bunları düşününce bence çok sıradan bir çizgi film. Ama küçük yaşlardayken bunları düşünemiyorduk tabii ki. Yine de çok izlemezdim. Şirinler ve Red Kit benim pek de sevmediğim çizgi filmlerdi.
Gargamel’e üzülüyorum açıkçası. Çocukken ondan korkardım. Ama şu an başarısızlığına üzülüyorum. Evet amacı kötüydü. Ama bir şeyle bu kadar uğraşıp her seferinde başarısız olmak gerçekten üzücü.
Şirine ise herkesin çok sevdiği güzelliğiyle öne çıkan üç kadın Şirin’den biri. Aslında Şirine ilk yaratıldığında siyah saçlı ve çirkindi. Çünkü Gargamel onu o şekilde yaratmıştı. Ancak sonradan Şirin Baba sayesinde iyilik tarafına geçti. Biraz Material Girl bir karakter. Ona “Dağ, bayır geziyorsun. Mini etek ve topuklu ayakkabıyla nasıl yürüyorsun?” diye sormak isterdim. O da benim gibi sanırım. Sadık olduğu alışkanlıklarından ödün vermekten pek hoşlanmıyor 😀.
Kısa bir Şirinler Köyü tanıtımı oldu bence. Hatta tanıtım yazısından çok benim fikirlerimi belirttiğim bir yazı oldu 😀. Umarım okurken keyif almışsınız ya da size çocukluğunuzla ve çizgi filmlerle alakalı şeyler hatırlatabilmişimdir. Bir sonraki görüşmemize kadar sevgiyle kalın. Hoşça Kalın!
-Tüm fotoğraflar bana aittir.