Hello dear Hive users, today's post is about the hazelnut harvest in August.
I was born and raised in Ordu city of the Black Sea region, so even if you reach a certain age, I can say that the hazelnut business, which is the source of livelihood here, is the only job left from your family and ancestors.
There is a saying here "Even if you are the boss of a well-paid company, you come to your garden in the summer and pick those hazelnuts." lol.
Although I couldn't understand this saying at first, later I realized how true it was. Because when the summer comes and we will start hazelnut; From rich to poor, from doctor to university student, even famous people come to Ordu during hazelnut time.
Like other people, we spend the month of August harvesting in the village.
Although the idea of plenty of greenery sounds good, be sure that when you get into it, you start praying for the month to end.
Cleaning the garden, fertilizing, etc. are already a lot of work during the year, and in the summer it can be even more workload.
My family has about 2.5-3 tons of hazelnuts, we used to have only 2 tons of hazelnuts ourselves, but when my father's uncle transferred his own land to us, the land increased, so we decided to hire workers because we could not handle so much land ourselves. Otherwise, if we were on our own, it would take more than 1 month.
But of course, not everything can go as planned in life, when the arrival of the workers was delayed, my mother let us into the garden at 7 o'clock in the morning, saying that how much we collect is profit :)
Picking hazelnuts in the heat of August with 100% humidity
Even though it's torture, it's somehow bearable when you're with your family.
We collected hazelnuts, sometimes by collecting hazelnuts, sometimes by having tea and picnics until the workers came. I say a little bit, but when I look back, I can say that we collected a lot.
(Geru, locally known as 'Geru' with an inverted V-shaped tip that we use to pull thick hazelnut branches)
Since there is usually no time for transportation to the town during this month, we cook our meals on the stove to save on the kitchen gas cylinder. It tastes better this way, the smell of wood is always different. Of course, it is also laborious, but I can definitely say that it is worth the effort.
Despite all the hardships, we have the right to rest after the harvest is over, and we usually do this by watching the view with our coffees and cake cooked on the stove :)
TR
TR
Merhaba sevgili Hive kullanıcıları, bugünkü postum Ağustos ayında yapmış olduğumuz fındık hasadıyla ilgili.
Ben Karadeniz bölgesinin Ordu şehrinde doğup büyüdüm haliyle belli bir yaşa gelseniz bile buranın geçim kaynağı olan fındık işi sizin de ailenizden ,atalarınızdan kalan yegane iş diyebilirim.
Bizim burada bir söz vardır ''İyi kazançlı bir şirket patronu olsan bile yazın bahçene gelip o fındığı toplarsın.'' lol.
Bu sözü başta anlayamasam da sonradan ne kadar doğru olduğunu anladım. Çünkü yaz ayı gelip de fındığa başlayacağımız zaman ; zengininden fakirine, doktorundan üniversite öğrencisine kadar hatta ünlü kişiler dahil fındık zamanı Ordu'ya gelirler.
Biz de diğer insanlar gibi ağustos ayını köyde hasat yaparak geçiririz.
Bol yeşillik fikri kulağa güzel gelse de emin olun işin içine girince artık bitsin şu ay diye dua etmeye başlıyorsunuz.
Sene boyunca zaten bahçenin temizliği, gübresi vs. fazlasıyla uğraştırıcı olunca yazın da daha fazla iş yükü olabiliyor.
Benim ailemin yaklaşık 2.5- 3 ton fındığı oluyor eskiden sadece kendimizin 2 ton olurdu ama babamın amcası kendi yerini de bize devredince arazi artmış oldu, haliyle biz de bu kadar yeri kendimiz halledemeyeceğimiz için işçi almaya karar verdik. Aksi takdirde kendi başımıza kalsa 1 aydan fazla sürerdi.
Ama tabi her şey planlandığı gibi gitmeyebiliyor hayatta , işçilerin gelmesi gecikince iş başa düştü diyerek sabahın 7 sinde bahçeye annem bizi soktu, ne kadar toplarsak kardır diyerek :)
Ağustos ayının o sıcağında ve %100 nemle birlikte fındık toplamak
işkence gibi olsa da ailenizle beraber olunca bir şekilde çekilebilir oluyor.
Biz de yeri geldi fındık toplayarak yeri geldi çay-piknik yaparak işçiler gelene kadar biraz da olsa topladık. Gerçi biraz diyorum ama geriye dönüp baktığım zaman epey topladığımızı söyleyebilirim.
(Kalın fındık dallarını çekmek için kullandığımız ucu ters V şeklinde yöresel adıyla 'Geru')
Genelde bu ayda ilçeye ulaşım için zaman olmadığından mutfak tüpünü idareli kullanmak için yemekleri sobada pişiririz. Hem böylesi daha lezzetli oluyor, odun kokusunun tadı her zaman farklıdır. Tabi uğraştırıcı da aynı zamanda ama bu zahmete değiyor diyebilirim kesinlikle.
Her zorluğa rağmen hasat bittikten sonra dinlenmek en büyük hakkımız oluyor haliyle, biz de bunu kahvelerimiz ve sobada pişirdiğimiz kekle manzarayı izleyerek yapıyoruz genelde :)