Hello everyone, friends. Today I went to the plateau for the first time in Niksar. Since the days we will stay here are limited, I immediately started exploring around. I started my exploration with the plateau, which is very famous for Niksar people. Of course, I was not alone on the way here. We went with my wife and her family.
Since there is not much plateau culture where I live, I thought the place called plateau was places like Ayder Plateau in the Black Sea. But the villages in high places are called plateaus. In fact, I spent my childhood in my village, that is, in the plateau.
The place we went to in the plateau was a restaurant called Atalay. I must admit that I liked this place very much. There were a lot of trees around and they had almost all the colour tones of autumn. The leaves falling from the trees had turned the grassy soil into a colourful carpet. We tried to catch classic autumn poses by throwing these leaves in the air and I guess we were not very successful. Afterwards, we started to walk around until our dinner was ready.
The restaurant was actually a classic restaurant. A wooden roof was placed on wooden poles. Although not much care was taken to decorate the interior, a large wood stove placed in the centre gave it a different atmosphere.
After observing the inside, I went outside and the view I encountered was quite interesting. It was like a small classic car showroom. There was a yellow Recep İvedik car, an orange Vosvos and another classic but at the same time a sports car in cherry rot colour. I immediately photographed these beautiful vehicles. There were also ox carts and horse-drawn carts around to beautify the environment. While I was examining these beauties, a voice from inside said that our dinner was ready.
Our meal was of course Tokat Kebab, the most famous dish of the region. As far as I learnt, this kebab is made in a special oven in tandoori style. Normally it is made with meat, but recently we must have been offended by meat, so we had it with chicken. To describe it, a few very thin slices of bread on the bottom, eggplant cooked in tandoor and pieces of chicken inside, roasted peppers on it and a perfect sauce made of roasted tomatoes on top. I must confess that it was one of the rare dishes I have eaten so delicious in my life. If you come to Tokat, I highly recommend you to try this flavour.
After eating our dinner, we completed our plateau adventure and left here and landed in Niksar again.
See you in a new post. Take care of yourself 🙋🏻♂️
Herkese merhaba arkadaşlar. Bugün Niksar’da ilk defa yaylaya çıktım. Burada kalacağımız günler sınırlı olduğu için hemen etrafı keşfetmeye başladım. Keşfime öncelikle Niksarlılar için çok meşhur olan yaylayla başladım. Tabi ki buraya giderken yalnız değildim. Eşim ve ailesiyle birlikte gittik.
Benim yaşadığım yerde yayla kültürü pek olmadığı için yayla denilen yeri Karadenizin Ayder Yaylası gibi yerler sanıyordum. Fakat yüksekçe yerlerdeki köylere yayla deniyormuş. Aslında ben de küçüklüğümü köyümde yani yaylada geçirmişim.
Yaylada gittiğimiz yer Atalay adında bir restorandı. İtiraf etmeliyim ki burayı çok beğendim. Etrafta çok fazla ağaç vardı ve son baharın neredeyse bütün renk tonlarına sahiptiler. Ağaçlardan düşen yapraklar çimenli toprağı adeta rengarenk bir halıya çevirmişti. Bu yaprakları havaya atarak klasik sonbahar pozları yakalamaya çalıştık ve pek de başarılı olamadık sanırım. Sonrasında yemeğimiz hazır olana kadar etrafı gezmeye başladık.
Restoran aslında klasik bir restorandı. Ahşap direkler üzerine ahşap bir çatı yerleştirilmişti. İçini süslemek için pek bir özenilmemiş olsa da orta yere konulan büyük bir odun sobası buraya ayrı bir hava katmıştı.
İçerisini gözlemledikten sonra dışarı çıktım ve karşılaştığım manzara oldukça ilgimi çekti. Sanki burası küçük bir klasik araba galerisi gibiydi. Sarı bir Recep İvedik arabası, turuncu bir Vosvos ve vişne çürüğü renginde bir başka klasik ama aynı zamanda spor bir araba vardı. Hemen bu güzel araçları fotoğrafladım. Ayrıca ortamı güzelleştirmek için etrafa kağnı ve at arabası konulmuştu. Ben bu güzellikleri incelerken içeriden bir ses yemeğimizin hazır olduğunu söyledi.
Yemeğimiz tabi ki yörenin en meşhur yemeği olan Tokat Kebabıydı. Öğrendiğim kadarıyla bu kebap tandır tarzında özel bir fırında yapılıyormuş. Normalde etle yapılıyormuş fakat son zamanlarda muhtemelen ete küsmüş olmalıyız ki biz tavukla yaptırdık. Tarif etmek gerekirse en altta birkaç tane çok ince dilim ekmek, üzerinde tandırda pişirilmiş patlıcan ve içinde parça tavuklar, onun üzerinde közlenmiş biber ve en üstte de közlenmiş domatesten yapılmış mükemmel bir sos. İtiraf ermeliyim ki hayatımda bu kadar lezzetli yediğim nadir yemeklerdendi. Tokat’a gelirseniz bu lezzeti denemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum.
Yemeğimizi de yedikten sonra yayla maceramızı tamamladık ve buradan ayrılıp tekrar Niksar’a indik.
Yeni bir paylaşımda görüşmek üzere. Kendinize çok iyi bakın 🙋🏻♂️
For the best experience view this post on Liketu